Her sabah bakkaldan eve gelene kadar aldığım bütün ekmeklerin kıtır yerlerini koparıp yerdim üzerine reçel olarak annemden terlik yerdim.
Ağzımı tıka basa leblebi tozuyla doldurup arkadaşımın yüzüne yaklaşarak ''papaz'' diye bağırdım.
Mahallede demir parmaklığı olan Adeviye teyzenin evinin önünden geçerken elime çubuk alırdım parmaklıktan tırrrrrrrrrrrrrrrrrkkk sesler çıkarıp Adeviye teyzenin camdan çıkıp o sopayı sokacak bir yer biliyorum ben aslında diye bagirmasını beklerdim.
Annem gil misafirliğe gittiğinde perdeden perdeye uçarak tarzancılık oynardim ve kopan korniş yüzünden annemin uçan terliklerine maruz kalirdim..
Hadi beni cennete götür'' deyip namaz kılan babannemin,dedemin sırtına atlardım.
Okulda kertenkele yakalayıp boynuna ip bağlar arkadaşlarımın yanında gezdirirdim sonra kızların kalem kutularının içine atardım.
Buzdolabının ışığının dolap kapalıyken de yanıp yanmadığını anlamak için dolabı boşaltıp içine girerdim.
Apartmanların kapı zillerinin hepsine basıp kaçardım.
Kedinin dört ayak üstüne düşüp düşmediğini görmek için yakaladığım kediyi balkondan aşağı ters atardım.
Patlak topun içine taş koyup yoldan geçenlere abi şu topa bi vursana deyip adamin parmağının kırılmasını izler sonra arkama bakmadan kaçardım.
Teravi namazında cemaatin ayakkabılarının içine su doldururdum o da yetmezmiş gibi Camii nin elektriğini keserdim, hatta bi keresinda abartıp Camii nin içine torpil atmıştım.