Bloglarda yazılanlara bakıyorum da hayata dair tüketmediğimiz hiçbirşey kalmamış. Ask, yalnizlik, ergenlik başkaldirişlari,…vs, vs... Tüm haylazların ve kalbi kırıkların bir duvar önünde toplatılıp “hadi yazın bakalım ilk aklınıza geleni” denildiğinde yaptığı şey gibi bu. Duvara içini yansıtmak. Bir şehrin grisinde de var bu. Kayalara birşeyler yazmış insanlar. Ne olduğu okunmuyor yalniz. Merak edilecek bir yani da yok zaten. İnsanca hezeyanlar işte... Neden mutlu olamiyoruz acaba? Tatmin olmadığımız dan mı? Peki niçin tatmin olamiyoruz, inancimizi (her ne olursa olsun) yitirdiğimizden mi? Yoksa inanmiyormuyuz artik hiçbirşeye? Tükendiği, tükettigimiz için mi? Çok fazla önemsediğimiz yada önemsendiğimiz için mi “insan” olarak?
Yoksa tum bunlar yeşillik olsun diye mi? Kendini bilmezlikten mi? Cok fazla boş vakte, ya da tamamiyla boş vakte sahip olmaktan mi? Kısacası neden huzursusuz? Neden sevinemiyoruz, neden dengesizce gülüyoruz? Ben mi böyleyim sadece, yoksa bütün insanlarin kaderi mi bu? Yoksa tüm bunlar normal de, ben mi yanlış anlıyorum? Bana mi anormal?
Aman Allah'ım yoksa benmi şapşalım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder